sevdiğim...
sen susunca;
bu şehir bana dokunuyor
yaralarıma denk geliyor her seferınde
kalkıyor kabuğum... kilitleniyor dilime
susuyor acılarına,susuyor yarınlarına...
sen susunca;
bu şehirde ezbere alınıyor zamanlar
geçmişimi darağacı kurup
gülüşlerimi oraya asıyorlar
ağlıyor şarkılar
susuyor dudaklar,susuyor notalar...
sen susunca;
bu sehir şiir olup akıyor dizelerime
eylül hüznü çöküyor pencereme
vurdukça vuruyorsun gecenin dibine
susuyor renklerine,susuyor ellerine...
sen susunca;
bu şehirde karanlık çöküyor sensizliklerin üstüne
özlemlerim birikiyor cebimde
yüzümün çizgileri artıyor
kaç sitem...kaç boşvermişlik indiriyorum yüreğime
susuyor gözlerine,susuyor nefesine...
sevdiğim...
sen suscunca;
İstanbul'da susuyor
ellerimi ilk kez bırakıyorsun
gözlerin hiç olmadığı kadar kaçak
bense;
sırtım dönük,adımlarım kısa
uzaklasıyorum senden
suskunluğun ekleniyor kimliğime
savunmasız bir çocuk oluyorum içimde
öyle çok şey geliyor ki dilime
anla !!
okadar çok sus/tum işte..!