Uzun yıllardır teleskoplarını Kova Takımyıldızında bulunan Gliese 876 adlı yıldıza çeviren astronomlar güneş sistemi dışında bulunan ilk kayalık gezegeni buldular. Gökyüzüne baktığımızda yıldızların o parıltılı güzelliği her zaman bizi kendine hayran bırakmıştır. Bir çoğumuz acaba oradada tıpkı bizim dünyamız gibi üzerinde ağaçların, denizlerin olduğu ve canlı yaşamın yaşayabileceği bir dünya var mı diyerek kendimize sormadan edememişizdir. İşte bu sorunun cevabını arayan bilim adamları yıllardır gökyüzünü gelişmiş teleskoplarla inceliyorlar.
Şimdiye kadar başka yıldızların etrafında dönen 155 adet gezegen buldular fakat bu gezegenler dünyamızdan çok daha büyüktüler. Hatta bazıları güneş sistemimizin en büyük gezegeni olan Jüpiterden bile büyüktü. Yani bizim bildiğimiz türden bir yaşama elverişli değildiler. Teknolojinin gelişmesiyle birlikte dahada gelişen teleskoplar bilimadamlarının bir adım daha ileriye gitmesine olanak sağladı. Kova takımyıldızının içerinde yer alan Gliese 876 adlı yıldızı inceleyen bilimadamları Dünyadan 7,5 kat daha ağır ve iki kat daha büyük bir gezegen buldular. Şimdiye kadar bulunan gezegenlerin hepsi çok büyük oldukları için gazlardan oluşuyorlardı yani “jüpiter benzeri” gezegenlerdi fakat bu yeni bulunan gezegen tıpkı dünyamız gibi “katı” bir gezegendi. Bu “dünya benzeri” gezegen başka bir yıldızın etrafında bulunan ilk kayalık “terrestrial” gezegen olması açısından bilimadamları tarafından çok önemli bir buluş olarak nitelendiriliyor.
Gezegenin bulunmasının ardından akıllara hemen bu yeni gezegenin dünyamıza ne kadar benzediği soruları sorulmaya başlandı. Yeni gezegenin etrafında döndüğü Gliese 876 adlı yıldız güneş sistemimizden yaklaşık 15 ışık yılı uzaklıkta bulunuyor ve yaklaşık 11 milyar yaşında. Yeni gezegen ise bu yıldızın yaklaşık 0.021 AU* yakınında bulunuyor. Merkür’ün güneşe uzaklığının 0.4 AU olduğu düşünülürse bu uzaklık suyun sıvı halde kalabilmesi için çok yakın bir mesafe. Güneş sisteminde suyun sıvı halde kalabileceği aralık 0.95 AU ile 1.37 AU arasında (dunyamız güneştan 1 AU uzaklıkta bulunuyor) yer alıyor fakat Gliese 876 güneşe oranla daha “soğuk” bir yıldız olduğu için bu aralık 0.06 AU ile 0.22 AU ya kadar düşüyor. Fakat yeni gezegen bu aralıklar arasında da yer almadığı için suyu sıvı halde tutabilecek sıcaklıklardan çok daha fazla sıcaklığa sahip. Gezegenin sıcaklık aralığı yaklaşık 200 ile 400 derece arasında. Buda bu gezegenin bildiğimiz türden bir yaşam formunu barındıramayacağını gösteriyor. Gliese 876 adlı yıldızın etrafında aslında üç gezegen olduğu biliniyor fakat bunlardan iki tanesi “jüpiter benzeri” olan gezegenler yani çok büyük ve gazlardan oluşuyorlar. Son bulunan gezegen ise kayalık bir gezegen olarak bütün dikkatleri üzerinde topladı. Bu yeni gezegenin bulunmasının ardından “dünya benzeri” gezegen bulma çalışmaları daha da önem kazandı. Dünya üzerinde teleskoplarının ve hassas ölçüm aletlerinin başında bulunan bilimadamları bu yıldızın üzerinde çalışmaya devam ediyorlar çünkü bu sistemde dördüncü bir gezegenin bulunma olasılığıda var. Belkide bu gezegen suyu sıvı halde tutabilecek sıcaklıkta olabilir. Buda acaba evrende yalnız mıyız sorusuna verilebilecek bir yanıtın ilk ipucu olabilir. * 1 AU = 150.000.000 km. (Dünyanın güneşe olan uzaklığı)